Loader

Sağlığımızın Sırrı Bağırsaklarımızda!

Son zamanlarda ‘ikinci beyin’ olarak adlandırılan bağırsaklar, beyinden sonra en fazla sinir hücresine sahip yapılar olarak değerlendiriliyor. Afyon PARKHAYAT Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı İlker Polat, bağırsağın neden önemli olduğunu ve sağlıklı bir bağırsağın sırlarını yazdı.

 

Bağırsaklar, sindirim sisteminde karın boşluğu içinde tüp şeklinde, mide ile anüs arasında kalan, görevi sadece gıdaların sindirimi ve emilimi olmayıp bunun yanında çoğunlukla bilinmeyen birçok fonksiyonu ve görevi olan vücudumuzun en aktif organlarının başında gelmektedir. Bağırsakların, ince ve kalın bağırsak olarak iki kısmı var. Kişiden kişiye değişmekle beraber erişkinlerde ince bağırsaklar 5-7 metre, kalın bağırsak ortalama 1,5 metre uzunluğunda olup; vucudumuz için çok önemli birçok işleve sahiptir.

 

Başlıca görevi yediğimiz gıdalarda bulunan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin hem sindirimi hem de emilimini sağlamak olan ince bağırsaklar sahip olduğu çeşitli hücreler ve milimetrekarede yaklaşık iki milyona ulaşabilen ‘villus’ denilen mikroskobik parmaksı yapılar sayesinde su ve sodyum, potasyum, klor, bikarbonat, kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, bakır, iyot, selenyum gibi birçok mineralin emilimini sağlamakla beraber; suda eriyen vitaminler olan vitamin C, folik asit, vitamin B1, B6, B12 gibi vitaminler ve yağda eriyen A, D, E, K vitaminlerinin de emilimi ve vücuda alınarak kullanıma sunulmasını sağlamaktadır.

 

İnce bağırsakların yüzey alanı yaklaşık 600 metrekaredir; gıdaların sindirimi ve emilimi dışında en önemli görevlerinden biri de vücudumuzu bakteri, virüs, parazit ve gıda kökenli antijenik yapılara karşı korunmasıdır. İnce bağırsaklar yapısında bulundurduğu özel hücreler (lenfositler, plazma hücreleri, makrofajlar, eozinofiller, mast hücreleri, dendritik hücreler gibi) sayesinde vücudumuzun en büyük bağışıklık savunma organını oluşturmaktadır. Bağışıklık sisteminin yüzde 80’ i bağırsaklarda yerleşik halde bulunmaktadır.

 

Son zamanlarda ‘İkinci Beyin’ olarak adlandırılan bağırsaklar, beyinden sonra en fazla sinir hücresine sahip organımızdır. Bağırsaklarda tokluk ve açlığı düzenleyen hormonlar, gıda alımı, kalın barsak hareketlerini düzenleyen hormonlar, büyüme hormonu gibi 100’ den fazla hormon üretilmektedir. Bağırsağımız yaklaşık 1000 farklı türde, gıdaların sindirim ve emilimine yardımcı bakteri barındırmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar bu bakterilerin çeşitliliğinin fazla olmasının sağlık açısından çok önemli olduğunu göstermektedir.

 

Obezite, rahatsız barsak sendromu ve diyabet gibi bazı rahatsızlıkların bağırsaklarda yaşayan bu faydalı bakteri sayılarının azlığına bağlı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca son yapılan çalışmalarda otizm, şizofreni, alzheimer hastalığı, hiperaktivite ve dikkat eksikliğinde bağırsaktaki faydalı bakterileri artırırsak beynimizin daha iyi fonksiyon gösterebileceği bulundu. Bahsi geçen bu bakterileri arttırmak için bazı şeylere dikkat etmek gerekiyor. Yiyecek çeşidini artırmak bakteri türlerinin de artmasını sağlıyor. Vücuttaki yararlı bakteriler lifli besinlerden hoşlanıyor. Lif bakımından en zengin yiyecekler ise meyve, sebze ve tam tahıllardan oluşuyor. Sarımsak, yer elması, muz, elma, yaban mersini ve nohut Bifidobakteri gibi yararlı bakterileri besliyor ve bağırsaklarımıza yerleşmelerini sağlıyor. Bağırsaklardaki yararlı bakterileri beslediği iddiasıyla pazarlanan probiyotik ürünlerin uzun vadede bakteri çeşitliliğini artırdığına dair fazla veri bulunmuyor. Ancak probiyotiklerin küçük çocuklarda ve yaşlılarda iyi sonuçlar verdiği ve antibiyotik kullanımının ardından ortaya çıkabilecek mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği tespit edilmiş bir tıbbi gerçekliktir. Kefir, miso (fermente soya fasulyesi ezmesi), turşu, pastörize edilmemiş sütten yapılma peynir gibi mayalı yiyeceklerin yararlı bakterileri beslediği biliniyor.

 

HASTALIKLARIN TEMELİ!

 

Bağırsaklarımız hastalandığında vücudumuzun birçok temel ihtiyacı olan başta su, mineraller, vitaminler ile gıdaların emilimi ve sindirimi bozuluyor. Buna bağlı olarak birçok hastalık ortaya çıkabiliyor. Basit bir bağırsak enfeksiyonunda görülen ishalde bile suyun ve diğer minerallerin aşırı kaybına bağlı olarak halsizlik, yorgunluk, bitkinlikten böbrek yetmezliğine kadar değişen klinik tablolar gelişebiliyor. Vücudumuzda yapılamayan veya çok az yapılabilen vitaminlerin emilimindeki bozukluklar da çok geniş bir yelpazedeki hastalıklara yol açıyor. Örneğin, vitamin A eksikliğinde gece körlüğü, saç ve tırnaklarda bozukluk, D vitamin eksikliğinde çocuklarda raşitizm ve erişkinlerde osteomalazi (kemik erimesi) denilen kemik hastalıkları, vitamin C eksikliğinde enfeksiyonlara yatkınlık, yara iyileşmesinde gecikme, diş eti hastalığı (skorbüt), K vitamin eksikliğinde pıhtılaşma bozukluğu ve kanamalar, vitamin B12 eksikliğinde sinir sistemi hastalıkları ve kansızlık görülebiliyor. Bağırsaklardaki emilim ve sindirim bozuklukları nedeniyle çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, erişkinlerde kilo kaybı, ayaklarda ve karında su toplanması, saçlarda cansızlık, dökülme, tırnaklarda şekil bozukluğu, çabuk kırılma, ciltte kuruma, cinsel istek ve güçte azalma, adet düzensizliği, infertilite (kısırlık) gibi birçok şikâyet ve bulgu görülebiliyor.

 

Yukarıda sıraladığım bir çok göreve sahip ve sağlığı bozulduğunda başka birçok ciddi soruna yol açabilecek olan bağırsaklarımıza iyi bakmak, yaşam tarzımız ve beslenmemiz ilgili önerilere uymak ve gerekli zamanlarda bağırsaklarımızla ilgili sağlık kontrolleri ve taramaları yaptırmak sağlıklı bir yaşam sürmenin önemli sırlarından biridir.

Dahiliye (İç Hastalıkları)
Hızlı Randevu